• Skip to main content
  • Skip to secondary menu
  • Skip to footer
  • Kültür Sanat Yaşam
  • Gurme
  • Rehber
  • TÜRKİYE
  • ASYA
  • AVRUPA
  • AMERİKA
  • AFRİKA
  • AVUSTRALYA

Sırtçantalılar

Seyahat Gezi Rehberi, Turizm Haber, Kampanya

  • HAKKIMIZDA
  • BASIN
  • HABER
  • ETKİNLİK
  • İLETİŞİM

Malta Gezisi

24/07/2013 By Sıla Taş

Sırtçantalılar Malta’da Macera Peşinde!

Malta’yı anlatmaya çalışmak oldukça güç; belki de ilk akla gelenle başlamak en iyisidir. Malta, ilk bakışta sevimli bir ada olarak görünüyor. Turistik kentleri ya da ülkeleri anlatırken artık klasikleşmiş bir ifade olan “tarihi” sözcüğü, Malta için cuk oturuyor! Bilenler bilir, Avrupa’nın pek çok “popüler” başkentinde veya bölgesinde, o şehrin “palace” yazılan ve okunuşları farklı olsa da “grande palace” olarak bilinen meydanına gidilir. Şehrin ve yapıldığı dönemin mimari izlerini taşıyan yapıların önünde fotoğraf çektirilir ve o fotoğraflar da dijital dünyadaki yerini alır. Malta için bunu yapmak pek mümkün görünmüyor. Neden mi? Çünkü neredeyse ülkenin tamamı tarihi eserlerle dolu ve kısa binalarla çevrelenmiş her yer, büyüklü küçüklü birer meydan görünümünde.

Malta’nın Luqa Havaalanı, ilk görüşte ülke hakkında küçük, sıcak ve kısmen gelişmiş izlenimi veriyor. Ağırlıklı olarak taş binalardan oluşan mimari yapı, insana kimi zaman İzmir kimi zaman Diyarbakır ya da Mardin’de olduğu hissini veriyor. Uçakların körüklere yanaşmadığı tek katlı terminal binası da bu havayı destekliyor. Alandan otele transferde ise Malta’nın yerel taşı ile yapılmış çatısız evler ile kuru ve sarımsı şehir manzarası “İşte, Kuzey Afrika’dayım!” duygusunu yaratırken, içimizdeki diğer bir ses “iyi ama ben Avrupa’yı görmeye gelmiştim, bu da ne?” diye bağırıyor. Şaşkın ve hafif hayal kırıklıkları içinde şehrin sosyetik ve elit bölgesi St. Julians’daki otele geldiğimizde, personel ve dekor, havayı birden İngiltere’ye çeviriyor. Adanın neşeli havasıyla eşyaları bırakıp kendimizi sokağa atıyor ve enginlikler içinde masmavi Akdeniz’in bizi yumuşatmasına izin veriyoruz.

Akdeniz’in Beyaz İncisi Malta

Denize kıyısı olan kentlerin verdiği rehavetle hemen havaya girip Akdeniz mutfağının enfes lezzetlerini tatmak için sabırsızlanıyoruz. Sadece bir gündür oralı olmanın verdiği acemilik, heyecan ve biraz da sabırsızlıkla kendimize hızlıca havadar ve manzaralı bir restoran seçiyoruz. Karar anı ve işte mutlu son! Malta’nın Sicilya’ya olan yakınlığı sayesinde, İtalyan mutfağının esintileri haliyle buralara uğramış. İtalyan tarzı el açması hamurdan ve malzemesi bolca kullanılarak yapılan “gerçek” pizzalardan tutun da deniz mahsullü makarnalar ve her tür şaraplar sizi bekliyor. Malta bir ada ülke olsa da, taze deniz balıkları her yerde olduğu gibi orada da fiyatlı. Biraz pahalı olsa da, özel soslarla marine ettikleri taze mevsim balığı mutlaka denenmeli. Tipik ve gerçek Akdeniz mutfağı, leziz çeşitleriyle her damak tadına şölen sunuyor. Bu hoş restoranların yanı sıra meşhur fast food ve cafe zincirleri de var, isteyene Türk usulü kebap da…

Sıra geldi Malta’nın lunaparklarına, yani kendinden eğlenceli toplu ulaşım araçlarına. Otobüsler, özellikle de körüklü otobüslerde yaşayacağınız maceralar anlatılabilecek türden değiller. Sürücüleri çoğunlukla bayan olan belediye otobüslerine bindiğinizde, pencereden dışarıyı keyifle izleyebileceğiniz sakin bir sürüş hayal edebilirsiniz; ancak benden söylemesi; tersine, alabildiğine hoplamalı zıplamalı bol kahkahalı bir eğlence turu sizleri bekliyor!

Yeri gelmişken bu ülkede sizi bekleyen en büyük tehlikeden(!) bahsetmekte fayda var. Malta’nın nesi meşhurdur derseniz, cevaplardan birisi aşırı kaygan yol ve kaldırımları olacaktır. Aşınmaktan adeta kayak pistine dönüşmüş olan yol ve kaldırımlar, neyse ki düşünce de sizi sevgiyle kucaklıyor!

Malta’da şövalyeler, zindanlar, Temel Reis Köyü ve daha birçok fırsat bizi bekliyordu. Bu eşsiz deneyimi yaşamak için siz de bir an önce uçaktaki yerinizi alın!

Malta ile ilgili bilinmesi gerekenler

  • Malta, Fenikeliler, Romalılar, Araplar, İspanyollar ve İngilizlerin etkisi altında kalmış bir ülke. 150 yıllık İngiliz hakimiyetinden kalıntılar oldukça fazla. Soldan giden trafik bunların başında geliyor. Araca soldaki kapıdan binip, karşıdan karşıya geçerken nereye bakacağına karar verememek çok da büyük bir sorun değil. Avrupalının trafik kuralları gereği yaya her zaman önceliğe sahip! Biz yine de karşıya geçerken panikle koşturmayı ve bakışları üstümüzde toplamayı ihmal etmiyoruz.
  • Sicilyalıların yaklaşık 7 bin yıl önce “bir gidip bakalım” güdüsüyle ayaklarını bastıkları bu topraklarda birçok medeniyet yaşadı. Geçmişten günümüze gelen megalit (büyük taş) yapılar sapasağlam duruyor. İstanbul’daki Malta Köşkü’nün meşhur taşları işte buralardan gelme.
  • Maltalıların dilleri karmaşık. Latin alfabesi kullanılsa da Arapça’nın dilde etkisi çok yüksek. Aynı zamanda İtalyancayla da harmanlanmış bir dilleri var. Yine de dinledikten sonra tam bir yere oturtamıyor insan ve herkesin İngilizce konuşması sorunu çözüyor. Maltalıların boyları ise ufacık. Özellikle yerli ve orta yaşlı nüfusa dikkatli bakarsanız, boy ortalamasının yer yer 1.50 m.’ye kadar indiğini görürüsünüz. Genele bakarsak 1.60-1.65 m.’yi geçmiyor; daha uzunları genelde İtalyan çıkıyor.
  • Malta Bus: Eşine zor rastlanır cinsten klasik bir otobüs olan “Malta Bus”, portakal rengi ve nostaljik görüntüsüyle ülkenin simgesi haline gelmiş. Hala kullanımda olanları da var, kaldırım kenarında süslenmiş bir şekilde müze eseri gibi sergilenen de… Geçmişte, sürücülerin otobüslerinin dekorasyonunu kişiselleştirebilmesi, bu keyifli görüntünün oluşmasını sağlamış. Hediyelik eşya dükkanlarında da otobüs temalı ürünleri bolca bulabilirsiniz.
  • Yemekleri de kahvaltıları da zeytinyağını bol keseden kullanmaları da çok güzel. St. Julians’da “Dünyanın en iyi pizzası – Daha iyisini yediniz mi?” tabelası ve mis kokulu hamurları ile dünyaya meydan okuyan pizzacıyı da unutmamak gerek. Bana kalırsa hepsi çok lezzetli. Ustalar da çok marifetli. Geleneksel yiyeceği ise “Malta Cheesecake”. Kahvaltıda sıcak servis edilen bu çıtır börek, yanında çay ya da kahveyle muhteşem oluyor. Adı cheesecake olsa da tatlı değil; ricotta peyniri ve özel ince açılmış hamurdan yapılıyor. Yine gece geç saatlerde ya da dağın başında da olsa rastlayabileceğiniz mini büfeler, dondurma arabaları bulunuyor. 1 Euro’ya kocaman yuvarlak, tereyağlı ve ıspanaklı, el yakan böreklerden alıp afiyetle yiyebilirsiniz.
  • Ülkeyi boydan boya otobüslerle gezmek mümkün ve hatta gerekli. Daha görecek çok yer var. Kimisi haritada işaretli, kimi ise yollarda sıradan arazi ve otların arasında size sürpriz yaparak selam veriyor. Gözleriniz bayram edecek. Malta sizi sevecek.
  • Malta ile ilgili daha fazla bilgi için Malta Rehberi tam size göre.

Filed Under: Gezi Tagged With: Akdeniz, Avrupa, Malta, Otobüs

BİR SONRAKİ YAZI İÇİN BEĞENDİĞİN ETİKETE TIK TIK

Afrika Akdeniz Almanya Amerika Asya Avrupa Bisiklet Blogger Ekoloji Eğlence Festival Gazete Gezi Rehberi Kahramanmaraş Kitap Lezzet Kaşifleri LifeStyle Lüks Müze Otel Outdoor pasaport Pazar Sağlık Seyahat Ekipmanı Seyahat Özgürlüğü Sosyal Sorumluluk Sırtçantalılar Topluluğu Sırtçantalı Seyahat Tapınak Tarih Tayland Tecrübe Tekne Teknoloji Trekking Tren Türkiye Uçuş Video Vize Yemek İstanbul İzmir Şanlıurfa

Footer

  • facebook
  • instagram
  • twitter
  • youtube
  • google
  • English
Sırtçantalılar Topluluğu © 2008–2020 // Gezi Seyahat Blogu // Travel Blog