• Skip to main content
  • Skip to secondary menu
  • Skip to footer
  • Kültür Sanat Yaşam
  • Gurme
  • Rehber
  • TÜRKİYE
  • ASYA
  • AVRUPA
  • AMERİKA
  • AFRİKA
  • AVUSTRALYA

Sırtçantalılar

Seyahat Gezi Rehberi, Turizm Haber, Kampanya

  • HAKKIMIZDA
  • BASIN
  • HABER
  • ETKİNLİK
  • İLETİŞİM

Sığacık Pazarı

25/06/2013 By Ömürden Sezgin

Bu kez sizleri, #Destinasyonizmir projesi kapsamında ziyaret ettiğimiz, Seferihisar’ın mütevazi liman kasabası Sığacık’a götürüyoruz. Türkiye’nin ilk yavaş şehri (Cittaslow) olarak kayıtlara giren Sığacık, İzmirliler için huzur ve sükunetin adresi. Sığacık Pazarı’nda sunulan organik ürünleri ile dikkat çeken Sığacık, İzmir’in Seferihisar İlçesi’ne 5 kilometre uzaklıkta yer alıyor.

Her hafta sonu İzmir’den gelen binlerce kişi Pazar günleri tarihi kale içinde kurulan pazardan alışveriş yapıyor. Sığacık Kalesi’nde açılan organik pazar, İzmir’in yeni çekim merkezi olmuş. Kanuni Sultan Süleyman döneminde Rodos seferine hazırlık amacıyla yaptırılan Sığacık Kalesi, günümüzde hala bir yerleşim yeri olarak kullanılıyor.

Evlerin önüne koydukları tezgahlarda, mutfaklarında yaptıkları ev yemeklerini, reçellerini, tatlılarını bahçelerinde yetiştirdikleri eşsiz ege otlarını, meyveleri ve sebzeleri sergileyen Sığacıklılarla sohbet ettik, Seferihisar Yemekleri hakkında bilgi aldık.

Bakın, Sığacık Kalesi’nin daracık kapısından girdiğinizde sizleri karşılayan renkli Sığacık Pazarı‘nda neler neler var?

Enginarın Sırrı

İlk durağımız enginar tezgahları.

Neriman Abla’nın enginar tezgahındayız. Bir enginarı alıyor ve sapından tutarak sallıyor. Tazeliği böyle anlaşılır, sallanmazsa bayattır, almayacaksın diyor. Şubat ve Mayıs aylarında çıkan enginarların 7 tanesini 10 TL’den satıyor. Soyulmuşları da var, onların da 6 tanesi 10 TL.

Ömer Bey’in tezgahında konu, enginar çeşitleri . Sakız ve Bayrampaşa olmak üzere iki çeşit enginar var diyor, sakız uzun ve minyondur, Bayrampaşa bodur ve geniş bir yapısı vardır diye ekliyor. Sakız enginarının yaprakları yenir, dolmalıktır, Bayrampaşa’nın yaprakları serttir, çanağı yenir.  Anlattıkça iştahımız açılıyor, evde hazırlamak üzere 10 TL’den 7 tane enginarı sepetimize atıyoruz.

Enginar

Lezzet ve sağlık deposu Ege otları

İkinci durağımız, yemyeşil bizlere tezgahta poz veren birbirinden farklı, yemeklere lezzet,  hastalara şifa katan Ege otları. Hasan Ali ve Hatice Buyruk’un tezgahında hem otları öğreniyor, hem de bu otlarla yapılabilecek lezzet tariflerini ağzımız sulanarak dinliyoruz.

Şevketibostan, sarmaşık otu, arapsaçı, kuzugöbeği,  radika, kerkeviç, kaymaklık, ekşikulak, karabaş, pazı vs. gibi, kimisi demet demet, kimisi kilo ile satılan onlarca ot var tezgahta.

Ege bölgesinin özel yiyeceği şevketibostan ile başlayalım. Kilosu 10 TL. Bembeyaz ve kalın kökü yenen bu ot, kuzu etiyle pişirildi mi tadından yenmeyen bir harikaya dönüşüyor. Küçük, parmak büyüklüğünde doğrayıp, suda haşlayarak, salatalarda da kullanabilirsiniz. Böbrek taşına da deva olan bu bitkinin, suyu da sıkılıp içiliyor.

Sarmaşıkotu ve kazayağı da arapsaçı gibi demet demet satılıyor. Üçü de kavurmalık. Zeytinyağı ve tuz ile kavurup, üstüne bir de yumurta kırdınız mı, eşsiz lezzetiniz hazır. Yoğurt ile servis edilebilen sarmaşıkotunun demeti 4 TL, kaz ayağı 1 TL, arap saçı 1,5 TL.

Kerkeviç (2 TL) ve kaymaklık (1TL) otlarını da sarımsaklı yoğurtla kullanarak, şahane bir lezzet yaratabilirsiniz.

Karabaşotu, macun ve pekmez ile kaynatılıyor, lezzeti dışında kalbe çok iyi geliyor. Bu sağlık dolu otun da demeti 1 TL.

Radika, önce haşlanıyor, sonra zeytinyağı ve tuzla servis ediliyor. Kilosu 3 TL.

Orhanlı Köyü’nden toplanan bu sağlık ve lezzet dolu otların dışında, aslen yörük olan Hatice abla, taş sıkımı zeytin yağı ve çeşit çeşit tohum da satıyor tezgahında. Taş sıkımı zeytinyağının da litresi 7 TL.

Sepetimize demet demet, kilo kilo yeşil sağlık depolarını koyduktan sonra Sığacık Pazarı’ndaki keyifli turumuza devam ediyoruz.

Rengarenk reçeller

Mehmet Hazne’nin rengarenk reçelleri sergilediği tezgahındayız.

Karabaşotundan yapılan Karabaş reçelinden, portakal ve mandalina reçeline kadar 25 çeşit reçel var tezgahında. Karabaş reçeli kanı sulandırıyor, damarları açıyor. Aynı zamanda afrodizyak etkisi de var. Tıpta antibiyotik yapımında da kullanılan Karabaş otu, farklı aramo ve esansı ile sigara bırakmak isteyenler için de birebir.

Reçel için mor kısımları kullanılıyor. Önce haşlanıp acılığı alınıyor, bal, pekmez, ceviz ve fındık ile yapılıyor.

Karabaş reçelinin, yarım kiloluk kavanozda tanesi 5 TL. Bir tane alıp kalabalıklaşan Sığacık Pazarı’nda keşfe devam ediyoruz.

Reçel

Tencere tencere ev yemeği

O kadar otu, enginarı, yaprağı görüp, leziz yemek tariflerini dinledikten sonra, tencerelerin dizili olduğu tezgâhlara uğramadan, eşsiz Ege yemeklerini tatmadan olmaz.

Evlerindeki mutfaklarda pişirdikleri yemekleri yine evlerinin önünde sıcak sıcak sergiliyorlar. En fazla tencere nerede varsa, oraya yöneliyoruz. Labada dolması, yaprak sarması, ısırgan yemeği, zeytinyağlı enginar, daha neler neler.

Hakkı Barın, kaleiçinde yaşıyor. 4-5 asırdır Sığacıklılar. Labada dolmasının sırlarını ondan öğreniyoruz. Labada yaprağı ve zeytinyağı ile yapılan dolmanın içerisinde, domates salçası, maydanoz, pirinç, ve karabiber bulunuyor. Kilosu 15 TL .

Gülay Kocaman’ın tezgahında da, konuşurken yaprak sarmalarını löp löp götürüyoruz. Tam evinin önünde satıyor, bir tencere bitiyor, diğer tencereyi hazırlıyor içerde.

Tepsi tepsi baklavalar, sıcacık aşureler

Bu kadar tuzlu, limonlu, zeytinyağlıdan sonra yolumuzu tepsilerin sıra sıra dizildiği tezgahlara yönlendiriyoruz. Tepsilerin içinde, gül baklavalarından saray burmalarına kadar onlarca çeşit tatlı sergileniyor.

Nurhan Arslan ve Güngör Beştaş’ın tezgahında soluğu alıyoruz. Şerbeti kıvamında çıtır çıtır baklavalardan bir porsiyon alıyoruz. Yanına da bir adet saray burması ve kalburabastı tadıyoruz. Normal baklava da gül baklava da kilosu 16 TL’den satılıyor ama biz gül baklavayı tercih etmenizi öneririz. Kalburabastı ve saray burmanın da kilosu 14 TL.

Tepsilerin yanında, bir de dumanıyla sıcacık bizi bekleyen bir tencere aşureyi de es geçmiyoruz. Buğday, su, nohut, toz şeker, kurufasulye, pirinç, ceviz, çam fıstığı, ve tarçın kullanılarak yapılan aşureden 5 TL karşılığında bir kaseyi afiyetle yiyoruz.

Tuzlulardan sonra, bu sıcacık aşure ile enfes Sığacık Pazarı turumuzu tatlı tatlı sonlandırıyoruz.

Bu vesile ile #Destinasyonizmir projesini büyük özveri ve emek ile hayata geçiren Hürriyet Gazetesi yazarı  Bahar Akıncı, Movenpick Otel genel müdürü Melik Kızılcan ve çalışanları, ulaşım sponsoru AtlasJet’e tekrar teşekkür ederiz.

Filed Under: Gurme Tagged With: Blogger, İzmir, Lezzet Kaşifleri, Mövenpick, Pazar, Seferihisar, Sığacık, Sırtçantalılar Topluluğu, Türkiye, Yemek

BİR SONRAKİ YAZI İÇİN BEĞENDİĞİN ETİKETE TIK TIK

Afrika Akdeniz Almanya Amerika Asya Avrupa Bisiklet Blogger Ekoloji Eğlence Festival Gazete Gezi Rehberi Kahramanmaraş Kitap Lezzet Kaşifleri LifeStyle Lüks Müze Otel Outdoor pasaport Pazar Sağlık Seyahat Ekipmanı Seyahat Özgürlüğü Sosyal Sorumluluk Sırtçantalılar Topluluğu Sırtçantalı Seyahat Tapınak Tarih Tayland Tecrübe Tekne Teknoloji Trekking Tren Türkiye Uçuş Video Vize Yemek İstanbul İzmir Şanlıurfa

Footer

  • facebook
  • instagram
  • twitter
  • youtube
  • google
  • English
Sırtçantalılar Topluluğu © 2008–2020 // Gezi Seyahat Blogu // Travel Blog