Beatles, 1960 yılında müzik dâhisi Liverpoollu dört gencin oluşturduğu efsanevi bir gruptu. Şarkıları, giyim ve saç stilleri, yaşam tarzlarıyla yaklaşık on yıl boyunca dünyayı kasıp kavurmuştu. Pop baladlardan progressive rock’a uzanan bir yelpazede unutulmaz bestelere imza atarak müzik tarihine damgasını vurdu. Şubat 1964 ve Temmuz 1970 arasındaki 6,5 yıllık süre zarfında Beatles tam 116 hafta listelerin en başında yer aldı. Bu da her üç haftada bir Beatles’ın liste başı olması demekti.
1970 yılında Beatles grubunun sona erdiği duyuruldu. Bu tarihten sonra Beatle’lar müzik yaşamlarına tek başlarına devam ettiler. Beatles dağıldı ama Beatles efsanesi hiçbir zaman yok olmadı. Doğru ya, kim unutabilir ki Beatles şarkılarını? Let It Be’yi, Yesterday’i, Hey Jude’u, Eleanor Rigby’i, Hello Goodbye’ı… Liverpool, Hamburg ve Londra. Beatles’in bir müzik fenomeni gelmesinde bu üç şehir önemli rol oynadı. Bugün bu şehirlerde Beatles’ın anısı halen yaşıyor.
Liverpool: Müzik Devrimini Başlatan Kent
Liverpool sadece Sanayi Devrimi’ni değil aynı zamanda ‘Müzik Devrimi’ni başlatan bir kent. Bu devrim Beatles’ın öncülüğünde başlamış ve Liverpool Beatles sayesinde tüm dünyada tanınmıştı. Grup 1960 yılında John Lennon, Paul McCartney, George Harrison, Stuart Sutcliffe ve Pete Best tarafından kurulmuştu. Bas gitarist Sutcliffe’in zamansız ölümü ve baterist Pete Best’in kısa sürede gruptan ayrılmasının ardından Beatles, Ringo Starr’ın katılımıyla ilerleyen yıllarda ‘muhteşem dörtlü’ diye anılacak olan son halini almıştı. 1962’yi izleyen yıllar Amerika’dan Avustralya’ya, Japonya’dan Arjantin’e tüm dünyada bir müzik ve kültür devriminin, yani ‘Beatlamania’nın yaşandığı yıllardı.
Liverpool’da John, Paul, George ve Ringo’nun müziği ve yaşantısının izleri bugün aradan yarım asır geçmesine rağmen halen silinmemiş. Şehirde Beatles grubu ile özdeşleşen en önemli yer, grubun 1961-1963 yılları arasında tam 292 defa sahneye çıktıkları ‘The Cavern Club’ adlı gece kulübü. Orijinal binası 1973 yılındaki metro inşaatı sırasında yerle bir olan The Cavern Club, 1980’lerde aynı yerde tekrar açılmış. Her ne kadar aynı bina olmasa da The Cavern Club, girişinde yer alan John Lennon heykeli, iç dekoru, Beatles temalı ürünleri ve müzikal kalitesiyle grubun ruhunu yansıtan en önemli yer.
Liverpool’daki bir başka Beatles mabediyse gruba dair her şeyi barındıran ‘The Beatles Story.’ Mersey Nehri kıyısındaki bir hangarın restore edilmesiyle ortaya çıkan bu mekân başlı başına Beatles’a adanmış bir müze. Grup üyelerinin doğumlarından itibaren tüm hikâyelerinin ve Beatles sonrası hayatlarının interaktif bir biçimde sergilendiği müzede geçmişin nostaljisi günümüzün teknolojisiyle birleştirilmiş. The Beatles Story, Beatles’a ciddi anlamda ilgi duyan herkesin görmeden Liverpool’u terk etmemesi gereken bir mekân.
Liverpool’da Beatles temalı hediyelik eşya alabileceğiniz en önemli yer ‘The Beatles Shop’. Kentin çeşitli yerlerinde şubesi olan The Beatles Shop’un en çok ziyaret edilen şubesi Mathew Caddesi üzerinde yer alıyor. Posterler, saatler, anahtarlıklar, müzik CD’leri ve hatta halılar! Beatles ile ilgili her şeyi The Beatles Shop’ta bulmak mümkün!
Liverpool ve Beatles denince anlatacak çok şey var aslında; The Cavern Club, The Beatles Story ve The Beatles Shop bunlardan sadece üçü. Eğer daha fazla vaktiniz varsa bir ‘Magical Mystery Tour’ satın alabilir, Beatles üyelerinin doğduğu ve yaşadığı evleri, grubun şarkılarına konu olmuş A Hard Day’s Night Hotel’i, Strawberry Field’i, Penny Lane’i ve daha birçok yeri ziyaret edebilirsiniz.
Beatles’ın İzinde Hamburg
Beatles’in 1960 yılında Liverpool’da başlayan müzik serüveni kısa sürede Hamburg’a da taşındı. Beatles için aslında Liverpool ve Hamburg çok farklı şehirler değildi. Birisi Mersey, diğeriyse Elbe’nin kenarında bulunan bu iki liman şehri de benzer biçimde İkinci Dünya Savaşı sırasında yerle bir olmuş, 1960’larda ayağa kalkmaya başlayan şehirlerdi. Yaşam koşulları zordu. Beatles’ın Hamburg’daki mekânı öğrencilerin ve bekârların yaşadığı, barlarında ayyaş denizcilerin birbiriyle kavgaya tutuşup, birbirlerine sandalye ve masa fırlattığı ünlü St. Pauli bölgesiydi. Grup üyeleri 1960-1962 yılları arasında Hamburg’da çeşitli dönemlerde yaşadılar. İki yıl boyunca toplam 281 kez sahneye çıktılar. Bir keresinde arka arkaya 98 gün çaldılar. Hamburg yılları Beatles için yorucu ve bir o kadar da hayat dolu yıllardı. Hamburg Beatles’ı, Beatles da Hamburg’u sevdi.
Sokaklarında bugün sarhoş denizcilerin yerine turistlerin turladığı Hamburg’da Beatles’ın izini sürmek mümkün. Grubun sahneye çıktığı Indra Club, Kaiserkeller ve Star Club adlı gece kulüpleri bugün halen ayakta. Ünlü Reeperbahn Caddesi’nin hemen arkasındaki Grosse Freiheit (Büyük Özgürlük) Sokağı’nda yer alan kulüplerden Indra halen Hamburg’da müziğin merkezi konumundaki mekânlardan birisi. Kaiserkeller ve Star Club da aynı sokakta.
St. Pauli’de yapılacak bir Beatles turunun bir başka durağıysa Paul-Roosen Strasse üzerinde bulunan Bambi Sineması. Hamburg’da yaşadıkları dönemde Beatles üyeleri bir süreliğine pencereleri olmayan bu binada kalmışlar. Hemen yakınlardaki kapılardan birinin önünde John Lennon poz vermiş ve bu fotoğraf 1975 tarihli Rock’n Roll adlı albümünün kapağı olmuş. Hamburg’da bir Beatles turunun sonlanabileceği en anlamlı yerse iki yıl önce açılan Beatles Müzesi. Reeperbahn üzerindeki Beatles Meydanı’ndaki müzede Liverpool’dan Hamburg’a ve Hindistan’a kadar Beatles’ın ilginç hikâyesini ve müzikal gelişimini görmek mümkün.
Beatles’ın Hamburg günlerine dair bilinenler çok fazla değil. Beatles’ın tarihinde önemli yeri olan Hamburg’dan en özel kareler, Stuart Sutcliffe’in Hamburg’da tanışıp nişanlandığı fotoğrafçı Astrid Kirchherr tarafından çekilen siyah-beyaz fotoğraflar.
Londra ve Bir Efsanenin Sonu…
Beatles’ın doğduğu ve dönemi yakaladığı şehirler Liverpool ve Hamburg ise bir efsaneye dönüştüğü ve müzikte yeni bir dönem yarattığı şehir şüphesiz Londra. Beatles’a ait anılar şehrin dört bir yanına yayılmış durumda. Londra Kütüphanesi’nin koleksiyonunda birçok Beatles şarkısının el yazma orijinalleri bulunuyor. İlk büyük konserlerini verdikleri Palladium Tiyatrosu, Paul McCartney’in sahibi olduğu MPL müzik şirketi, Lucy in the Sky with Diamonds filminin çekildiği Trident Stüdyosu… Bunların hepsi Londra’da…
Londra’daki bir Beatles turunun olmazsa olmazı, grubun en iyi albümlerinden birisi olarak kabul edilen Abbey Road’un kaydının yapıldığı Abbey Road Stüdyosu önündeki yaya geçidi. Beatles üyelerinin bir yaya geçidinden art arda geçerken gösteren albüm kapağı da grup kadar efsanevi. Sene içerisinde binlerce Beatles hayranının gelip benzer bir fotoğraf karesini yakalamaya çalıştığı Abbey Road’daki yaya geçidi geçtiğimiz yıl SİT alanı ilan edildi ve dünyada koruma altına alınan ilk yaya geçidi unvanına kavuştu.
Londra’nın Beatles tarihindeki bir önemi de grubun son konserinin bu şehirde gerçekleşmiş olması. Gerçekten de, 1969 yılının Ocak’ında Apple Prodüksiyon Şirketi’nin çatısında verdikleri mini konseri hangi Beatles hayranı unutabilir ki? O günkü konserin ardından Beatles üyeleri bir daha bir araya gelmemek üzere ayrıldı. Beatles, pop ve rock müzik tarihinin en başarılı müzik grubu olarak tarihteki yerini alırken grup üyeleri ilerleyen yıllarda solo kariyerlerinde müthiş başarılara imza atmayı sürdürdüler.