Uyarı: Bu yazının içeriği rahatsız edici olabilir.
Geçtiğimiz gün bir Türk bisikletçi gezgin Arjantin’de kamyon çarpması sebebiyle yaşamını yitirdi. Doğduğu topraklardan, ailesinden 10.000 kilometre uzaktaydı. Tek başına idi.

Hayat Gezginler için Güzel (mi?)
Ne güzel bir hayat seninkisi vallahi. Biz bütün gün ofiste çalışıyoruz, sen dünyayı geziyorsun. Ne şahane yerler görüyorsun, keşke ben de yapabilsem ama işte biliyorsun iş, güç, aile, çocuklar…
Bunlar, tüm dünyada gezginlerin en çok duyduğu, ve belki de en çok rahatsız olduğu sözler arasında. Seyahat etmek, keşfetmek çok güzel; kazanılan tecrübeler inanılmaz; orası tartışılmaz. Ancak biliniz ki sizlerin fotoğraflardan, videolardan, seyahat bloglarından gördükleriniz buzdağının üst kısmından başka bir şey değil. Ben hiçbir gezginin gerçek anlamda yaşadıklarını anlatabileceği bir ortamın ya da yöntemin mevcut olduğunu düşünmüyorum. Herkes kendi yolculuğunu kendi içinde yaşar, siz bunun çok çok ufak bir kısmına, o da o kişinin paylaşmak istediği ölçüde, paydaş olabilirsiniz ancak. İşte o sebeple plajda çekilmiş renkli bir fotoğraf olarak kalabilir aklınızdaki gezgin imajı. Varsın öyle kalsın, çok da dert değil.

Seyahat Motivasyonu
Bir insan nasıl bir motivasyonla seyahat eder düşündünüz mü hiç? Nasıl bir güç onu vatanından, yakınlarından koparıp dünyanın bir ucuna sürükler? Neden bir insan dilini bilmediği topraklarda tek başına kalmak, yeni yerler, yeni insanlar keşfetmek ister? Bir sırtçantasına nasıl dünyalar sığar? Onbinlerce kilometre bir bisiklet, motorsiklet ile iki teker üzerinde nasıl aşılır? Cebinde üç kuruş parayla yollara düşmek nasıl bir cesaret gerektirir? Düşünün sadece; çünkü bunun cevabını kişi ancak kendisi verebilir.

Yollarda Olan, Yollarda Ölen Gezginler
Türk bisikletçinin ölümüyle sonlanan feci kaza ne ilkti ne de son olacak. Dünyayı tanımak, anlamak isteyen birçok gezginin yolculuğu ne yazık ki benzer şekilde sonuçlanabiliyor. Trafik kazası geçirenler, sıtma gibi ölümcül hastalıklara yakalananlar, para için yabancısı olduğu ülkede sokak ortasında öldürülenler… Bunlar hayatın gerçekleri. Yola çıktığınızda, özellikle zorlu coğrafyalarda hele bir de tek başınaysanız risk faktörü ciddi ölçüde artıyor.

Kimi bisikletiyle dünyayı pedallar, kimisi dağlara tırmanır, kimi otostop çeker, kimi yelkenliyle okyanus aşar, kimi yıllarca sadece yürür, kimi motorsiklet, kimi arabayla gezer. Yöntem her ne olursa olsun her birinin kendine göre çok önemli zorlukları, büyük riskleri vardır. Pek fazla dile getirilmez aslında ama bilin ki zorlu yolculuklara çıkan her gezgin, önemli riskleri göze almıştır. Diğer bir deyişle, hayatını ortaya koyarak gezmektedir.
Neden?
Dünyayı tanımak öyle kolay bir şey değil. Kolay olsa herkes tanırdı. Eyfel Kulesi’nin önünde fotoğraf çektirince Eyfel Kulesi’ni tanırsınız en fazla. Ne zaman ki kuş uçmaz kervan geçmez coğrafyalara varırsınız; ne zaman ki yürüdüğünüz sokakta istisnasız herkes dönüp size bakar, ne zaman ki kime güvenebileceğinizi bilmediğiniz tekinsiz ortamları atlatmak için stratejiler kurarsınız… Ne zaman ki bir çadırın içinde sadece ve sadece rüzgarın, yağmurun sesini dinlersiniz; ne zaman ki tüm sevdikleriniz size binlerce kilometre uzaktadır ve anında yola çıksanız bile en erken 2-3 gün sonra varabilecek durumdasınızdır… İşte bu zamanlarda dünyayı tanımaya bir adım daha yaklaşırsınız. Ve bunları kimse size yapmanızı söylediği için değil, yapmanız gerektiği için yaparsınız. Neden yapmanız gerektiğini de bir tek siz bilirsiniz.

Trafikte Bisiklet için 1,5 Metre Mesafe Kuralı
Unutmayın! Bisiklet de bir araçtır ve trafikte yeri vardır. Bisikletçi de bir insandır ve yaşam hakkı vardır! Yolda seyir halinde olan bir bisikletçinin yanından araçla geçerken en az 1,5 metre mesafe bırakmak zorundasınız! Bu, uluslararası geçerliği olan bir kural. Bir bisikletçinin 20 cm yanından 80 km/saat hızla bir araç geçince ne hissediyor biliyor musunuz? Gidin bir metroya ya da tren istasyonuna; platformun başında vagon gelirken sarı çizgiyi geçin ve en uçta durun; vagon yüzünüzü güzelce sıyırsın. İşte bundan daha kötü bir şey! Bir daha araç sürerken bir bisikletçi gördüğünüzde bu yazdıklarımı hatırlayın. Eğer Arjantin’deki kamyon sürücüsü 1,5 metre kuralına uysaydı şu an hayallerinin peşindeki bir insan yoluna devam ediyor olacaktı.

Hayaller
Güney Amerika’daki Türk gezginler arası iletişim ağımız sebebiyle bu üzücü haberi, belki ailesinden bile önce biz duyduk. Bölgedeki gezgin arkadaşlarımız büyük bir özveriyle ailesine bundan sonraki işlemler konusunda destek sağlıyorlar.
Hayallerinin peşindeki yolculukta hayatını kaybeden gezgin ruhların anısına…
Gezginler de ölür!