“Tek Biletle Baştan Başa Avrupa” sloganıyla doğan interrail pass biletleri ilk satışa çıktığında tüm Avrupa’da gençler arasında büyük ilgi görmüştü. 1972 yılında ilk interRail bileti satışa çıktıktan sonra geçen 40 yılda 8 milyondan fazla insan interrail ile Finlandiya’dan Yunanistan’a, İngiltere’den Portekiz’e Avrupa’yı baştan başa dolaştı.
1972 senesi Uluslararası Demiryolu Birliği’nin (UIC-Union Internationale de Chemins de Fer) 50. yıldönümüydü. Bu önemli yılın şerefine UIC, özel bir demiryolu bileti tasarladı. Adını da “InterRail 72” koydu. Bu bilet sayesinde 21 yaş altındaki gençler Avrupa’daki 20 ülke sınırları içerisinde 1 ay boyunca seyahat edebileceklerdi. Amaç, gençlerin ekonomik biçimde seyahat etmelerini sağlamak ve demiryolu ulaşımını teşvik etmekti. Inter Rail 72’nin fiyatı 235 Alman Markı olarak belirlendi. Kaç kişinin bileti satın alacağı ve yollara düşeceğiyse muammaydı.
Henüz sınırların kalkmadığı Avrupa’da üstüne üstlük Soğuk Savaş rüzgarları esiyordu. Demir Perde’nin ötesi, her iki yanında yaşayanlar için bilinmezliklerle doluydu. Gezginlerin elinde ne smartphone’lar vardı ne de dizüstü bilgisayarlar. Güvenebilecekleri tek bilgi kaynağı kendileri gibi yolda olan gezginlerdi. Ancak, beklenenin ötesinde bir ilgi oldu Inter Rail 72’ye. Piyasaya çıktığı Mart 1972 gününü takip eden 8 ay içerisinde 88 bin genç bileti satın aldı ve Avrupa’yı raylar üzerinde özgürce keşfetmenin ayrıcalığını yaşadı.
1972 yılına özgü ve tek seferlik tasarlanan bu “promosyon bilet” ertesi yıl yeniden satışa çıktı. Ve ilerleyen yıllarda da… Zaman içerisinde bir seyahat klasiğine dönüştü interrail. Özellikle 1980’lerde ve 1990’larda bir fenomen haline geldi interrail. 1989’daki Kadife Devrim’in ardından Doğu Avrupa’nın kapılarının meraklı gezginlere açılmasıyla bir zamanlar aşılması mümkün olmayan siyasi sınırlar interrail biletiyle aşılmaya başlandı. Eldeki bir koçan interrail bileti, aileden ayrılıp alıp başını uzaklara gitmenin, sonsuz özgürlüğün bir simgesi haline geliyordu. 1990’larda 350 binden fazla biletin satıldığı yıllar oldu. İnterrail biletiyle hiç seyahat etmemiş olanlar bile interailcilerle tanıştı. Ellerinde haritaları, sırtlarında kocaman çantalarıyla Avrupa’nın her meydanında boy gösteren, istasyon köşelerinde matlarını yere serip uzanan interrailcilerle karşılaşmamak mümkün müydü ki zaten o yıllarda?
İnterrail sistemi zaman içerisinde çeşitli değişikliklere uğradıysa da özünden birşey kaybetmedi. 1974 yılında Norveç, Romanya ve Fas interrail sistemine dahil oldular. Yaş kısıtlaması zamanla genişleyerek 1976 yılında 23, 1979’da ise 26 oldu. 1989’da ise yaş sınırlaması ortadan kalktı. 1980’lerde interrail biletiyle Baltık Denizi ve Akdeniz’de bazı feribot ve yolcu gemilerine ücretsiz biniş imkanı sağlandı.
İlerleyen yıllarda “Zone” (Bölge) sistemi getirilerek farklı zaman ve bütçeye sahip olanların istedikleri biçimde seyahat etmelerine imkan verildi. 2000’lerde ucuz havayollarının ve farklı seyahat alternatiflerinin ortaya çıkması, Avrupa’yı dolaşmanın birçok Avrupalı için dahi cazip olmaktan çıkması, artan interrail bilet fiyatları, değişen turizm anlayışı gibi nedenlerden dolayı interraile olan ilgi 1980 ve 90’ların gerisinde. Her şeye rağmen 2011 yılı içerisinde 300 bine yakın interrail bileti satıldı.
İnterrail Seyahatim
Defalarca interrail yapan, Avrupa’yı baştan başa dolaşan interrailcilere kıyasla çok sıkı bir interrailci sayılmasam da ben de interrailin tadını çıkarmıştım. Avrupa’yı keşfe davet eden sihirli sözcük “interrail” ile tanışmam Bir Bilet Al adlı kitap sayesinde olmuştu. Kitabın yazarı, şimdilerin “ekolojik annesi” Gizem Altın ile buluştuk ve bana interrail konusunda detaylı bilgi verdi; beni yola çıkmak için cesaretlendirdi adeta. Üniversiteden mezun olduğum 2003 senesinde harçlıklarımdan biriktirdiğim parayla interrail biletimi ve Schengen vizemi almış, sırtıma çantamı yüklenmiş ve sıcak bir Temmuz sabahı Sirkeci’den yollara düşmüştüm.
22 gün boyunca Yunanistan, Yunanistan Adaları ve İtalya’yı dolaşmıştım. Edirne’den başlayan yolculuğum Venedik’te sonlanmıştı. Dönünce de anılarımı Son İstasyon Venedik adını verdiğim gezi kitabımda yayımladım. Her ne kadar kitap zamanla baskısı tükenip tarihe karıştıysa da bir süreliğine interrailcilere yol gösterici olmuştu.